Kadirli ilçesinde doğup büyüyen Rumeysa öğretmen, aynı ilçenin bir dağ köyünde taşımalı 14 öğrencisi olan Kayasuyu İlkokulunda misyon yapıyor.
Rumeysa Çevlik’in meskenlerdeki atıkları dönüştürerek geliştirdiği ‘açık hava sınıfı’ modeli, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne örnek gösterilmiş, sonrasında bu model Osmani’yenin Kadirli ilçesindeki 12 okula yayılmıştı. Rumeysa öğretmenin örnek sınıfı, Erasmus Projesi kapsamında yurtdışında da ilgi uyandırmış, İtalya’nın Marche Bölgesi Ulusal Eğitim Müdürlüğü’nden yetkililerin Kayasuyu İlkokulunu ziyareti sonrası İtalya’daki okullarda da uygulanacağı duyurulmuştu.
89 ÜLKEDEN 5 BİN RAKİBİNİ GERİDE BIRAKTI
Haber geçtiğimiz günlerde İtalyan basınında ‘Büyük Fikri Olan Küçük Bir Okul’ başlığıyla yer aldı. Rumeysa öğretmeni çocuklara uygun ve nitelikli bir eğitim sunmaya iten en değerli motivasyon, annesini küçük yaşta kaybettiği için yaşadığı şiddetli çocukluk yıllarıydı. Öğretmenlik hayalinin peşinden gittiği yol da alışılmışın dışındaydı. Evlendikten sonra üniversiteye başlayan Çevlik, Konya’daki Selçuk Üniversitesi Okulöncesi Öğretmenliği Bölümü’ne başladığında çiçeği burnunda bir anneydi. Oğlu Bekir Kaan’ı yanına alıp bazen yurtta bazen kiraladığı meskende kalarak öğrencilik hayatını sürdürdü. Öğretmen olma hayaline engebeli yollardan geçerek ulaşan Rumeysa öğretmen, daha yolun başındayken eğitimde dönüştürücü bir fark yaratmayı başına koymuştu. Ve artık onursal başkanlığını ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın üstlendiği Varkey Vakfı ve UNESCO işbirliğiyle verilen Küresel Teacher Prize’da 89 ülkeden 5 bin rakibini geride bırakarak dünyanın en güzel 50 öğretmeni ortasına seçildi.
“MESLEĞİMİ SEVGİYLE YAPIYOR OLMAM ÇOK ÖNEMLİ”
Rumeysa öğretmen başarı sırlarını ve maksatlarını şöyle anlattı: “Çocukların hayalleri üzerine kurduğum sınıfımın ve yaptığım toplumsal çalışmaların memleketler arası alanda duyulması için dünya çapında ehemmiyete sahip bu mükafata başvurmaya karar verdim. Mesleğimi sevgiyle yapıyor olmam çok kıymetli. Bu sayede, pürüzlere takılıp kalmak yerine daima bir tahlil bulmayı seçtim. Kararlılığımı ve yenilikçi ruhumu hiç kaybetmedim. Hem bir anne hem bir öğretmen olarak çalıştığım bölgede tüm annelere ve bayanlara örnek olduğuma inanıyorum. Etrafımda benim üzere evlendikten sonra üniversite okuyan bayanların sayısı arttı. Biz bayanlar evvel hayallerimizden, kendimizden vazgeçmeyerek bu toplumda tesir yaratabiliriz. Ben de bunu yaptım. Aslında buradaki en kıymetli öge inanmaktı. Önceliğim çocukların ve ailelerin ilgisini çekecek ve çocukları zevkle gönderebilecekleri model bir anasınıfı oluşturmak oldu. Sonra bu dalga dalga yayıldı.”
DOĞADAKİ ‘AÇIK’ SINIF
– Rumeysa öğretmen, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne örnek gösterilen ‘açık sınıf’ modelini şu sözlerle anlattı: “Çalışmalarımın tümüne birden ‘Doğadaki Sınıf’ diyorum. Çocukların hayallerini yansıtan işleri merkeze koydum. Bunların odağında sürdürülebilir materyallerle oluşturduğum ekolojik sınıfım ve öğrenme istasyonları yer alıyor. Doğal bunun dışında Uzay Bilimleri Atölyesi, Oyunlarla Matematik Atölyesi, Sanat-Spor-Müzik Atölyesi ve Ağaç Konut Açık Hava Kütüphanesi üzere eşsiz öğrenme ortamları tasarladım.
“DAHA KÜÇÜK BİR ÇOCUKKEN KENDİ KABUĞUMDAN ÇIKTIM”
Küçükken bir çocuğun kaldıramayacağı zorluklar yaşadım. Ancak babam ve daha 5 yaşındayken kaybettiğim annem daima okumamı istiyordu. İnsanın yaşadıkları elbette derin izler bırakıyor. Bu izler artık bana çocuklara nasıl yaklaşmam, onlara nasıl bir eğitim vermem gerektiğini anlatıyor. Ben bu berbat nizamı değiştirmek, kız çocuklarını ve bayanları güçlendirmek ismine başta kendimle savaş verdim, daha küçük bir çocukken kendi kabuğumdan çıktım. O küçük Rumeysa’nın hayalleri beni dünya çapında muvaffakiyetler kazanacak kadar büyüttü.”
