Bakan Uraloğlu: Sınır geçişlerinde harmonizasyon sağlamayı hedefliyoruz
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komitesi (BMAEK) İç Ulaşım Komitesi 87. Oturumu, BM Cenevre Ofisi’nde devam ediyor.
Komite kapsamında Türkiye ve Hollanda mesken sahipliğinde “2030’a Giden Yolda İç Nakliyeciliğin Muvaffakiyetleri ve Zorlukları” başlıklı üst seviye iştirakli oturum yapıldı.
Bakan Uraloğlu, burada Türkiye’nin konut sahipliğinde düzenlenen “Bölgesel Ulaşım Bağlantısallığı” başlıklı panelde yaptığı konuşmanın akabinde soruları yanıtladı.
Bölgesel bağlantısallığın önündeki pürüzleri aşmak ve entegrasyonu güçlendirmek ismine bugünkü tartışmaların kıymetli bir yol gösterici olduğunu kaydeden Uraloğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye farklı düzenleyici çerçevelere ve yasal rejimlere sahip Avrupa, Asya ve Orta Doğu ülkeleriyle direkt temas halinde olan bir ülke pozisyonundadır. Bu durum, hudut ötesi taşımacılığımızın pek çok değişkene sahip olmasını beraberinde getirmekte ve düzenlemelerdeki uyumsuzluklardan kaynaklanan aksaklıkların orta çıkma ihtimalini artırmaktadır.”
Bakan Uraloğlu, özellikle sınır geçişlerinde gümrük süreçlerinin uzun sürmesi, altyapı farklılıkları ve nakliyattaki dijitalleşme düzeylerinin ülkeden ülkeye değişmesinin, kesintisiz nakliyatı zorlaştıran en önemli etkenler olduğunu vurguladı.
“Bu zorlukları aşmak ismine öncelikli amacımız, kara yolu ve demir yolu kontaklarımızı güçlendirerek kesintisiz nakliyatı sağlamak ve hudut geçişlerini daha verimli hale getirmektir.” tabirini kullanan Uraloğlu, Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Sınırı, İstanbul’un Anadolu yakasından Bulgaristan sonuna çift sınır süratli demir yolu Projesi, Basra Körfezi’nden Avrupa’ya Kalkınma Yolu Projesi ve Kars-Nahçıvan Demir Yolu Projesi ile Zengezur temasının sağlanmasının, bu gaye doğrultusunda hayata geçirilen stratejik yatırımlar olduğunu aktardı.
“BMAEK’NİN DÜZENLEYİCİ ENSTRÜMANLARI DA BU SÜREÇTE REHBER NİTELİĞİNDE OLMAKTADIR”
Uraloğlu, altyapının varlığı kadar bunun milletlerarası lojistik zincirlerine entegre edilmesinin de büyük ehemmiyet taşıdığına işaret ederek şunları söyledi:
“Bu noktada, hudut geçişlerinde gümrük prosedürlerinin hızlandırılması ve bürokrasinin azaltılması için ikili ve çok taraflı iş birlikleri büyük değer arz etmektedir. Bu tesir o kadar büyük ki, birtakım bölgelerde altyapı yatırımlarının gayrisafi ulusal hasılaya tesirinin hudut geçişi ve tarife düzenlemeleri ile 4-5 katına çıktığı görülmektedir. Bu, yadsınamayacak bir tesirdir. Bu sebeple bölgemizde bulunan ülkelerle hudut geçişleri ve tarifler üzerinde güzelleştirme çalışmalarını aralıksız yürütüyoruz. Türkiye olarak, komşu ülkelerle yürüttüğümüz ulaştırma ve ticaret kolaylaştırma mutabakatlarını artırarak hudut geçişlerinde harmonizasyon sağlamayı hedefliyoruz. BMAEK’nin düzenleyici enstrümanları da bu süreçte rehber niteliğinde olmaktadır.”
Sınır ötesi nakliyeciliğin kesintisiz hale gelmesi için yalnızca altyapı yatırımları yapmanın kâfi olmadığına vurgu yapan Uraloğlu, bu yatırımların düzenleyici çerçevelerle desteklenmesinin, gümrük süreçlerinin kolaylaştırılmasının ve dijital sistemlerin yaygınlaştırılması büyük ehemmiyet taşıdığının altını çizdi.
“TÜRKİYE YAKIN İŞBİRLİĞİNİ ÖNCELEMEYE DEVAM EDECEK”
Uraloğlu, “Türkiye olarak, bu düzenekleri güçlendirmek için hem ikili hem de bölgesel seviyede daha yakın iş birliği içinde olmayı önceliklendiriyoruz. Ulaştırma kontaklarının komşularımızla sadece ticari yararlar sağlamadığına, tıpkı vakitte ülkemizin farklı bölgeleri ortasında istikrarlı kalkınmayı desteklediğine inanıyoruz. Bölgesel bağlantısallık, daha az gelişmiş bölgelerin ekonomik aktivitelere entegre edilmesini sağlayarak onları kalkınmanın bir modülü haline getirebilir. Bu doğrultuda, Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Çizgisi ve Kars Lojistik Merkezi kritik bir örnek teşkil etmektedir. Bu projeler sadece Türkiye’nin doğusunu komşu ülkelerle bağlamakla kalmayıp birebir vakitte Doğu Anadolu’daki vilayetlerin ticaret ve iş akışına iştirakini artırmaktadır.” diye konuştu.
Ulaştırma projelerinin sırf ekonomik merkezlere hizmet eden bir araç olmaktan çıkarak kalkınmayı dengeleyen bir öge haline gelmesinin gerektiğine inandıklarının altını çizen Uraloğlu, bunun için ulaştırma altyapısını yatırım, üretim ve istihdam siyasetleriyle destekleyerek bölgesel kalkınmayı güçlendirmeyi amaçladıklarına işaret etti.
