Müdahale için geç kaldılar! Çarpma olasılığı arttı! Hıza dünyaya doğru geliyor!
Saatte binlerce mil süratle hareket eden dev bir uzay kayasının Dünya’ya çarpma ihtimali, bilim kurgu sinemalarını andırıyor. Lakin 2024 YR4 ismi verilen ve geçtiğimiz yıl keşfedilen bu asteroidin sahiden de gezegenimize yöneldiği açıklandı.
NASA MÜDAHALE İÇİN ÇOK GEÇ KALDI!
NASA’ya nazaran, 130 ila 300 feet (40 ila 90 metre) çapındaki bu gök cisminin çarpma mümkünlüğü 43’te 1 olarak belirlendi. Çarpışma tarihi olarak ise 22 Aralık 2032 gösteriliyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan volkanolog ve müellif Dr. Robin George Andrews, “Asteroidi saptırmak için sekiz yıldan daha az vaktimiz kaldı” diyerek riskin ciddiyetine dikkat çekti.
Ayrıca NASA’nın müdahale için geç kaldığını belirten Andrews, bir an evvel harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
NASA’NIN DART VAZİFESİ KÂFİ OLMAYABİLİR
2022’de NASA’nın gerçekleştirdiği Double Asteroid Redirection Test (DART), bir uzay kayasının yörüngesini değiştirmeyi başarmıştı.
Ancak bilim insanları, 2024 YR4’ün ‘moloz yığını’ çeşidinde bir asteroid olabileceğini ve bu çeşit gök cisimlerine çarpmanın onları daha tehlikeli hale getirebileceğini belirtiyor. Dr. Andrews, “Yanlış bir müdahale, asteroidi parçalayarak Dünya’ya yönelen bir enkaz bulutu oluşturabilir” dedi.
TEHDİT NE KADAR ÖNEMLİ?
Dr. Andrews, çarpma ihtimalini “Önünüzde 43 düğme var ve birine basmanız isteniyor” benzetmesiyle açıklayarak, panik yapılmaması gerektiğini lakin hazırlıklı olunmasının kaide olduğunu söyledi. NASA’nın Dünya’ya Yakın Cisimler Programı’na nazaran, büyük bir asteroid çarpışması ortalama her bir milyon yılda bir gerçekleşiyor.
1908’de Tunguska olayında 2.150 kilometrekarelik bir alanı dümdüz eden asteroide benzeri büyüklükte olduğu varsayım edilen 2024 YR4, okyanusa düşerse büyük bir tsunamiye neden olabilir; fakat bir kente çarpması halinde büyük yıkıma yol açabilir.
Bilim insanları, daha fazla müşahede yapıldıkça asteroidin yörüngesinin kesinleşeceğini ve çarpma ihtimalinin sıfıra düşebileceğini tabir ediyor. Fakat uzmanlar, bu türlü bir tehdide karşı global seviyede daha âlâ savunma stratejileri geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.
