AK Partili Yayman’dan dikkat çeken açıklama! Millet iradesi oyunları boşa çıkardı!

AK Parti Genel Lider Yardımcısı Hüseyin Yayman, Ekol TV’de Gürkan Zengin’in sunduğu “Editör” programında terörle uğraş, erken seçim, tahlil süreci, AK Parti’nin dönüşümü ve yeni anayasa tartışmalarına ait değerli değerlendirmelerde bulundu. 

AK Parti’nin hafta sonu düzenlediği 32. Kıymetlendirme ve İstişare Toplantısı’na ait bilgi veren Yayman, toplantıların interaktif geçtiğini, milletvekillerinin direkt bakanlarla görüştüğünü ve tüm tenkitlerini açıkça lisana getirdiklerini belirtti. “AK Parti hakikaten iktidardaki muhalefettir” diyen Yayman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı oturumda milletvekillerinin direkt sorularını yönelttiğini aktardı.

“AK PARTİ’NİN BAŞARISI, KENDİSİYLE MÜSABAKASINDAN GELİYOR”

AK Parti’nin 23 yıllık iktidar süreciyle ilgili değerlendirmede bulunan Yayman, “AK Parti’nin tek rakibi tekrar AK Parti’dir” sözlerini kullandı. Partinin daima yenilenme içinde olduğunu vurgulayan Yayman, “Kurulduğu günden bugüne siyasetin paradigmasını değiştiren, sessiz ihtilaller gerçekleştiren bir hareketten kelam ediyoruz” dedi.

CHP lideri Özgür Özel’in son açıklamalarına da değinen Yayman, “Cumhuriyet Halk Partisi bu milletin oyuyla tek başına iktidara hiç gelememiştir. Bu, halktan kopuk siyaset anlayışının sonucudur” sözünü kullandı. CHP’ye “yerli ve ulusal muhalefet” olma davetinde bulunan Yayman, muhalefet içindeki iktidar kavgalarının Türkiye’nin problemlerini ikinci plana ittiğini savundu.

“CHP, muhalefet değil; kendi iç iktidar gayretinin parçası”

Hüseyin Yayman, canlı yayında CHP’ye yönelik dikkat cazibeli tenkitlerde bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 75 yıllık çok partili siyasi tarihte tek başına iktidara gelememesini “tarihsel bir başarısızlık” olarak pahalandıran Yayman, “CHP, toplumsal gerçeklikle bağını kuramamış bir siyasi yapıdır” dedi.

• “1950’den bu yana çok partili hayata geçtiğimiz 75 yılda, Cumhuriyet Halk Partisi bu milletin oylarıyla bir defa bile tek başına iktidara gelememiştir. Bunun sebebi yalnızca sandık değil; CHP’nin tarih ve milletle kurduğu sorunlu ilişkidir. Bu parti, milletin kıymetleriyle kavgalıdır” tabirlerini kullanan Yayman, CHP’nin muhalefet rolünü layıkıyla yerine getiremediğini ve iktidara alternatif üretmek yerine parti içi iktidar gayretleriyle vakit kaybettiğini söyledi.

CHP’YE TEPKİ

CHP’nin bugünkü lideri Özgür Özel’e kişisel hürmet duyduğunu tabir eden Yayman, “Kendisiyle parlamentoda çalıştık, saygılı bir diyaloğumuz oldu. Ancak sorun şahsi değil, yapısal bir sorundur. CHP’nin temel sorunu, gündelik polemiklere sıkışmış olması ve devletin bekası üzere hususlarda ortak tabanda buluşamamasıdır” diye konuştu.

Yayman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık lisana getirdiği “keşke yerli ve ulusal bir muhalefet olsaydı” temennisini hatırlatarak, “Biz AK Parti olarak güçlü muhalefetten asla rahatsız olmayız. Tersine, muhalefetin nitelikli ve sorumlu olması ülkenin lehinedir. Lakin mevcut tabloda CHP’nin varlığı bizi iktidarda tutan bir ögeye dönüşmüştür ve bu bizi memnun etmiyor” dedi.

CHP’nin tahlil sürecine olan yaklaşımına da değinen Yayman, “Kürt sorunu üzerine en çok rapor yazan, teklif sunan, tarihi hafızayı taşıyan partilerden biri CHP’dir. Buna karşın tahlil süreci üzere ulusal bir sorunda bekle-gör siyaseti izlemeleri hem kendi miraslarına hem de ülkeye ziyan veriyor. CHP’nin bu problemde daha faal ve samimi bir rol üstlenmesi gerekir” davetinde bulundu.

“ÖCALAN VERİLDİ, FETÖ ALINDI”

Çözüm sürecine ait geçmişte yaşanan tecrübeleri pahalandıran Yayman, sürecin bu sefer neden farklı bir tabanda ilerlediğini anlatırken çarpıcı bir tarihi tahlilde bulundu. 1999 yılında terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesiyle tıpkı devirde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in Amerika Birleşik Devletleri’ne gidişi ortasındaki münasebete dikkat çeken Yayman, şunları kaydetti:
“15 Şubat 1999’da Abdullah Öcalan, Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye teslim edildi. Birkaç ay sonrasında Fetullah Gülen Amerika’ya gitti. Yani bir terör örgütünün kullanım müddeti dolduğunda, diğer bir örgüt devreye sokulmuş oldu. O süreçte Türkiye, bir terörist başını alırken, diğer birini vermiş oldu. 

Üstelik Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da o yıl cezaevine gönderildi. Bu tablo bize, dış güçlerin Türkiye üzerindeki operasyonel senaryolarını açık biçimde göstermektedir. 

• Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği sayesinde, Türkiye artık bu kirli senaryolara mahkûm bir ülke değildir. Devlet aklı bu tuzakları çözecek seviyeye ulaşmış, millet iradesi bu oyunları boşa çıkarmıştır.”

Bu tarihi hafızanın tahlil süreci bağlamında kesinlikle dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Yayman, “Bu kere süreç farklı, zira Türkiye artık bu kirli denklemleri çözen, kendi yolunu çizen, deneyim ve müktesebat sahibi bir devlettir” dedi.

“BİR ULUSAL GÜVENLİK MESELESİDİR”

Yayman, geçmiş süreçlerden ders çıkarıldığını belirterek, bu sefer muvaffakiyete ulaşmak konusunda “ihtiyatlı bir iyimserlik” taşıdıklarını söyledi. Sürecin bu sefer farklı olduğunu vurgulayan Yayman, şu tespitlerde bulundu:

“Türkiye Cumhuriyeti devleti artık bu hususta çok önemli bir birikim ve müktesebata sahiptir. Demokratik siyasetin önü açılmış, ret, inkâr ve asimilasyon siyasetleri son bulmuştur. PKK terör örgütünün dağda kalması için ne objektif ne de sübjektif bir münasebet kalmamıştır.”

Yayman, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sürece takviye vermesinin süreci teminat altına aldığını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, Bahçeli’nin siyasi iradesi ve toplumsal mutabakat bu süreci geçmiştekilerden ayırıyor” dedi.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMASI

Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Yayman, terörsüz Türkiye vizyonunun bir anayasa değişikliği projesi olarak görülmemesi gerektiğini söz etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun müddettir anayasa muhtaçlığına vurgu yaptığını hatırlatan Yayman, “Bu süreç, seçim kazanma ya da anayasa değiştirme değil; Türkiye’nin iç cephesini güçlendirme sürecidir” dedi.

CHP’nin bu süreçteki tavrını da kıymetlendiren Yayman, sürece katkı vermeleri gerektiğini belirtti: “CHP’nin sürece dışarıdan değil içeriden katkı sunması Türkiye’nin yararınadır. Bu bir ulusal sorun, partiler üstü bir sorundur.”

ERDOĞAN’IN TARİHİ KONUŞMASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kızılcahamam kampında yaptığı konuşmaya atıf yapan Yayman, konuşmayı “tarihi değiştiren bir hitap” olarak nitelendirdi. Erdoğan’ın kullandığı “Kudüs ittifakı” kavramına dikkat çeken Yayman, bu kavramın Araplar, Türkler ve Kürtler ortasında kurulan bir kardeşlik çerçevesi sunduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımız liderliğinde yürütülen bu süreç yalnızca bir iç barış süreci değil, birebir vakitte bölgesel istikrar ve dayanışma vizyonudur. Bu vizyon, emperyalist akınlara karşı ortak bir duruşun ismidir.” dedi.

Hüseyin Yayman, tahlil süreci ve terörle uğraşta devletin tüm kurumlarının mevzuya hakim olduğunu ve Türkiye’nin iç ve dış tehditlere karşı hazırlıklı olduğunu tabir etti. Sürecin hiçbir siyasi pazarlık ya da gündelik çıkarla değil, Türkiye’nin büyük yürüyüşü ve Türkiye Yüzyılı maksadı doğrultusunda ele alındığını vurguladı.

Son olarak, anayasal süreçler, tahlil süreci ve muhalefet bağlarına dair değerlendirmeler yapan Yayman, sürecin Türkiye’nin geleceği açısından bir dönüm noktası olduğunu belirtti.

“ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI YERSİZ”

Erken seçim tartışmalarına ait de Yayman, seçim tarihinin Anayasa ile belirlendiğini ve rastgele bir erken seçim gündemlerinin olmadığını vurguladı.

• “Seçimin ne vakit yapılacağı Anayasamızda açıkça tanım edilmiştir. Buna nazaran, seçimler 2028 yılında yapılacaktır. Elbette Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde seçimlerin öne alınması mümkündür, lakin şu anda bu türlü bir gündem yoktur” diyen Yayman, erken seçim tartışmalarını spekülatif ve temelsiz olarak nitelendirdi.

AK Parti’nin gündeminde seçim değil; iktisat, terörle uğraş ve toplumsal birlik olduğunu belirten Yayman, Türkiye’nin istikrar içinde yoluna devam ettiğini söyledi. Yayman, “Bu süreç, Türkiye’nin iç cephesini güçlendirme sürecidir; gündelik siyasetle, oy hesabıyla, anayasa değişikliği gayesiyle yürütülmüyor. Bizim önceliğimiz milletin huzurudur” dedi.