Ekrem İmamoğlu’nun diploma davası reddedildi: Şartlar gerçekleşmedi
İstanbul 5. Yönetim Mahkemesinin kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Yöntemi Kanunu’nun 27. hususunun ikinci fıkrasına değinildi.
İMAMOĞLU’NUN ARGÜMANI YETERSİZ BULUNDU
Kararda kelam konusu fıkraya ait, “İdari mahkemelerin, idari sürecin uygulanması halinde telafisi güç yahut imkansız ziyanların doğması ve idari sürecin açıkça hukuka alışılmamış olması kurallarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı yönetimin savunması alındıktan yahut savunma müddeti geçtikten sonra münasebet göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler kararına yer verilmiştir.” sözleri kullanıldı.
“ŞARTLAR GERÇEKLEŞMEDİ”
Yasa kararında öngörüldüğü üzere yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için üstte aktarılan iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
“Dava evrakının incelenmesinden; 2577 sayılı Kanun’un üstte aktarılan 27. unsurunun ikinci fıkrası ile aranılan kaidelerin birlikte gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, yürütmenin durdurulması isteminin reddine, bu karara karşı bildirim tarihini izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde Mahkememiz aracılığıyla İstanbul Bölge Yönetim Mahkemesi nezdinde itiraz isteminde bulunulabileceğinin taraflara duyurulmasına 25 Temmuz tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”
DAVA KONUSU
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı, yönetim mahkemesine başvurarak, İstanbul Üniversitesinin diploma iptaline ait yürütmenin durdurulmasını istemişti.
Avukat Mehmet Pehlivan tarafından İstanbul Nöbetçi Yönetim Mahkemesine sunulan dilekçede, İmamoğlu “davacı“, İstanbul Üniversitesi “davalı” olarak yer almıştı.
Dilekçede, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından 18 Mart’ta alınan İmamoğlu’nun yatay geçişinin, mezuniyetinin ve diplomasının iptaline yönelik kararın öncelikle yürütmesinin durdurularak iptali istenmişti.
İşlemin yürütülmesi halinde telafisi güç yahut imkansız ziyanlar doğurabileceğinden karşı tarafın savunmasının beklenmemesi yahut savunma müddetlerinin kısaltılması, gerekirse memur eliyle tebligat süreçlerinin yapılması talep edilen dilekçede, incelemenin duruşmalı yapılması talebinde bulunulmuştu.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün yatay geçişe yönelik gazete ilanı, İmamoğlu’nun lise diploması ve üniversite notlarını içeren evrak, yatay geçiş evrakları, ÖSYM kılavuzları, çeşitli akademisyenlerden alınan hukuksal mütalaalar da dilekçeyle birlikte sunulmuştu.
SORUŞTUMA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Ekrem İmamoğlu’nun lisans diplomasının geçersiz olduğuna ait ihbarlar ve Yükseköğretim Kurulunca hazırlanan raporda diplomasının geçersizliğine ait tespitler üzerine, “resmi evrakta sahtecilik” cürmünden soruşturma başlatılmıştı.
Başsavcılıkça, İstanbul Üniversitesine gönderilen yazıda, İmamoğlu’nun diploması destek gösterilerek kurulacak iş ve süreçlerin hukuka ters olmaması ismine gerekli süreçlerin bir an evvel yapılması istenmişti.
İstanbul Üniversitesince 18 Mart’ta yapılan açıklamada ise İmamoğlu’nun da ortalarında bulunduğu 28 kişinin diplomasının “yokluk” ve “açık hata” münasebetleriyle geri alınmak suretiyle iptaline karar verildiği bildirilmişti.
İDDİANAME
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024’te Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının uydurma olduğu teziyle CİMER’e müracaatta bulunulduğu aktarılıyor.
Aynı teze ait 1 Ekim 2024’te savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğu belirtilen iddianamede, kelam konusu şikayetin akabinde soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.
İddianamede İmamoğlu’nun Kıbrıs’ta tahsil gördüğü ve İstanbul Üniversitesine geçiş yaptığı University College of Northern Cyprus’ın (UCNC) 1990’da Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı belirtiliyor.
YÖK’ün 1988 ve 1992’deki yazılarında, KKTC’de faaliyet gösteren YÖK kurumlarından yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesinin tanındığının anlaşıldığı söz edilen iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının adapsız olarak artırıldığı anlatılıyor.
İddianamede, yatay geçiş müracaatlarında kimi öğrencilerin listeden yöntemsiz olarak silinerek yeniden listeye yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı bulunan kısma adapsız olarak 54 kişinin alındığı kaydediliyor.
İstanbul Üniversitesinin, KKTC’deki eğitim kurumlarından yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesinin YÖK tarafından tanınmakta olduğunu bilmesine karşın İmamoğlu’na ilişkin öğrenci belgesinin incelenmesinde, gerçekte University College of Northern Cyprus isimli eğitim kurumuna kayıtlı olduğunun anlaşıldığı belirtilen iddianamede, İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesine yatay geçişi sırasında gerçeğe karşıt biçimde, öğrenci kütük defterine Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiğinin tespit edildiği aktarılıyor.
İddianamede, yapılan bu süreçle hem İstanbul Üniversitesi yetkililerinin hem de kuşkulu Ekrem İmamoğlu’nun, University College of Northern Cyprus adlı kurumun Yükseköğretim Kurulu nezdinde tanınırlığının bulunmadığını bildikleri halde İmamoğlu’nun denkliği olan bir kurumdan yatay geçiş yapmış üzere gösterildiği tabir ediliyor.
“RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK” KABAHATİNİ ZİNCİRLEME BİÇİMDE İŞLEDİ
İddianamede, İmamoğlu’nun “resmi dokümanda sahtecilik” kabahatine iştirak ettiği, hileli bir halde aldığı evrakı yüksek lisans maksadıyla İstanbul Üniversitesine, askerlik hizmeti emeliyle Ulusal Savunma Bakanlığına ve Yüksek Seçim Heyetine sunarak kullandığı ve “resmi evrakta sahtecilik” hatasını zincirleme halde işlediği aktarılıyor.
İmamoğlu’nun “zincirleme formda resmi dokümanda sahtecilik” cürmünden 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar mahpusla cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıyeten işlemiş olduğu kasıtlı hata nedeniyle mahpus cezasına mahkum edilmesi halinde Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. hususunda yer alan belirli hakları kullanmaktan mahrum bırakılmasına karar verilmesi de isteniyor.
