‘Kooperatif’ davasında ara karar: Tunç Soyer hakkında yeni gelişme
İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Soyer, Aslanoğlu ile Kaya’nın da ortalarında bulunduğu birtakım sanıklar, kooperatif mağduru müştekiler ile taraf avukatları katıldı.
Bazı tutuksuz sanıkların Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı duruşmanın üçüncü gününde, tutuksuz sanıkların dinlenmesiyle devam edildi.
Karabağlar Uzundere Mahallesi’ndeki 4’üncü etabın devredildiği S.S. Egeli İş İnsanları Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Lideri V.K, ruhsat verilmediği için çalışmalara başlayamadıklarını öne sürdü.
İZBETON AŞ’nin alanda sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri süren V.K, “Alandaki molozları kaldırmadılar. İnşaat alanında hala oturmakta olan beşerler vardı.” dedi.
Kooperatife iş yapan taşeron şirketin yöneticisi Y.K. de “Engellemeler olmasaydı işi bitirirdik. Cemil Tugay lider seçilince inşaatları durdurdu. İş yapmak istememe karşın mağdur oldum. Kooperatiften aldığım paranın fazlasını kooperatife harcadım.” diye savunma yaptı.
S.S. Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Lideri S.D. ise gerçek yer teslim edilmediği için 13 aydır çivi bile çakamadıklarını savundu.
Annesi ve yakınların konut sahibi olmayı beklediğini aktaran S.D, “Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığının mobbinglerini Tunç Soyer’e söyledim. O da Heval Savaş Kaya’ya aktarmamı istedi. Çok aksaklıklarla uğraştık. Seçimden sonra Tunç liderimizin yerine Cemil bey seçildi. 2024 Haziran ayında tüm kooperatiflerin durdurulduğunu söylediler. Sonrasında konkordatoya başvurdum. 600 çalışanımın tamamı işsiz kaldı. İnşallah gerçek kararlar verirsiniz de bundan kurtuluruz.” sözlerini kullandı.
Duruşmaya katılan tutuksuz sanıkların tamamının savunmaları alındıktan sonra yargılama, sanık avukatlarının beyanlarıyla devam etti.
“VATANDAŞLAR KOOPERATİF ARACILIĞIYLA DOLANDIRILMIŞTIR”
Bazı kooperatif mağdurları avukatı Nilgün Dağdelen’in müdahillik talebi mahkemece kabul edildi.
Dağdelen, soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulundu. Hayalet kooperatiflerin kurulduğunu savunan Dağdelen, şunları kaydetti:
“Aynı daire için birden fazla emlak komitesi alınmış. Temeli Tunç Soyer tarafından atılmış, garanti İzmir Büyükşehir Belediyesi olmuş, müteahhit de İZBETON AŞ olarak lanse edilmiştir. Toplanan tüm paralar yöntemsiz toplanmıştır. İnşaat firmaları ile Şenol Aslanoğlu’nun bağları mevcuttur. Vatandaşlar kooperatif aracılığıyla dolandırılmıştır. Burada kamu ziyanı vardır. Kamu dediğimiz ise vatandaşın kendisidir. Belediyede bu işin içinde ve açık beyan varsa sorumludur. Bu işi kim yaptıysa yoksul fukaranın 3 kuruş parasından, ziyanından sorumludur. Ziyanları karşılarlarsa bizim için sorun yok. Soruşturma genişletilmelidir. Vatandaş kooperatif vasıtasıyla dolandırıldı. Belediye yöneticilerine de dava açacağız. Örneğin burada Ankara İl Başkanı Ümit Erkol neden yok? Sanıkların ve yakınlarının hesapları incelenmelidir.”
Kooperatif mağdurlarından Ahmet Aydoğan da 26 yıllık birikimleri sonucunda mesken almak için Alsancak’ta kooperatife ilişkin ofiste 3+1 daire almak için görüştüklerini anlattı. Daireyi maketten gördüğünü tabir eden Aydoğan, 33 ayda bitecek denilen projeyi 3 yıldır beklediğini söyledi.
Söz alan tutuklu sanık Aslanoğlu, CHP İzmir İl Başkanı olduğunu anımsatarak, “Büyükşehir belediyesinin yanlış yaptığı işleri kamuoyunda söyleyemiyoruz lakin meclis tutanağında Tugay’ın söylediği var. Kontratlar feshedilmedi. Tugay, ‘Danıştay’ın kararları doğrultusunda düzeltmeleri yapacağız’ diyor.” savunmasında bulundu.
Savunmaların akabinde cumhuriyet savcısı, savunması şimdi alınmayan sanıkların duruşmaya getirilmesini ve Sayıştay raporlarının belgeye eklenmesini talep etti.
Tutuklu sanıklar hakkında kuvvetli hata kuşkusu bulunduğunu ve tutuklu yargılamanın ölçülü ve dikkati alınarak eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, eski İZBETON AŞ Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da ortalarında bulunduğu 8 sanığın tutukluluk hallerinin devamına, İZBETON AŞ yönetim kurulu üyeleri Levent İşler, Sevcan Tınaztepe ve Orhan Sertaç Dölek’in de tahliyesi tarafında görüş sunan sav makamı, ayrıyeten 5 tutuksuz sanığın da isimli denetim önlemlerinin kaldırılmasını talep etti.
Duruşmada sanıklar ve avukatlarının mütalaaya rağmen savunmalarıyla sürdü.
Eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, kimin nasıl ziyana uğradığını anlamadığını söyledi.
Dolandırıcılık kastıyla hareket etmediklerini söz eden Kaya, “Benim yahut Tunç Soyer’in cebine 1 kuruş para girse anlayacağım. Birtakım İZBETON AŞ yönetim kurulu üyeleri korkup ‘haberimiz yok’ dedi. Bu durumu endişelerine bağlıyorum. Aksi zaten ayıptır. Yönetim kurulu üyesi olarak bir karara itiraz etmiyorsanız kabul ediyorsunuzdur. Yumurta küfesi sizin sırtınızda sayın yargıç.” diye konuştu.
Soyer ise İZBETON AŞ yönetim kurulundaki tüm üyelerinin imzalarının kendisine güvenerek attıklarını söz ederek, “Tüm sorumluluk bana aittir. Bu salonun tamamı mağdur. Ortada ne haksız kar ne de ondan nemalanan var. 1,5 yıllık kesinti olmasa mağduriyet olmayacaktı. Hayatımda palavra söylemedim. Hepimizi bu ağır yaftadan kurtarın.” dedi.
Soyer’in birebir vakitte avukatlığını da yapan kızı Defne Soyer de gözyaşlarıyla savunma yaptı. Defne Soyer, “Aynı partiden belediye başkanı seçilen kişi neden bu projeyi durdurdu?” ifadelerini kullandı.
CHP İzmir Vilayet Başkanlığında kongre sürecinin başladığını işaret eden Aslanoğlu da, “İlçe kongrelerini içeriden yürütüyorum. 19 Ekim’de vilayet başkanlığı kongresi var. Orada olmazsam telafisi imkansız. Buradan mı il başkanı olacağım.” ifadelerini kullandı.
TUNÇ SOYER’İN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Aranın akabinde kararını açıklayan mahkeme heyeti, İZBETON AŞ yönetim kurulu üyeleri Levent İşler, Sevcan Tınaztepe, Orhan Sertaç Dölek, Mehmet Gürhan Özata ve eski İZBETON AŞ Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Alphan Bozan’ın tahliyesine, öbür tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmetti.
Heyet, savunması alınan tüm tutuksuz sanıkların isimli denetim koşullarının kaldırılmasına, gelmeyen sanıkların zorla getirilmesine, Sayıştay üyelerinden oluşan eksperlerden rapor aldırılmasına karar vererek duruşmayı 13 Ekim’e erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 1 Temmuz’da İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON AŞ’de taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı tezi üzerine soruşturma başlatılmış, bu kapsamda Sayıştay raporu, mülkiye müfettişi raporu, uzman raporlarına istinaden “ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla 157 kuşkulu hakkında gözaltı kararı verilmişti.
Şüphelilerden 22’sinin İZBETON AŞ, 2’sinin İş İnsanları Örnekköy Konut Yapı Kooperatifi, 3’ünün İş Dünyası Konut Yapı Kooperatifi, 2’sinin İş İnsanları Gaziemir Konut Yapı Kooperatifi, 3’ünün İş Alemi Yeni Hayat Konut Yapı Kooperatifi, 3’ünün Egeli İş İnsanları Konut Yapı Kooperatifi’nde vazifeli olduğu, başka 122 şüphelinin ise belediye çalışanı, inşaat, yapı, elektrik, mermer, ayrıştırma üzere alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin sahibi ve çalışanları olduğu belirtilmişti.
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da ortalarında bulunduğu 139 kuşkulu yakalanmıştı.
Sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüphelilerden ortalarında Soyer ve Aslanoğlu’nun da bulunduğu 60’ı tutuklanmış, 58 kuşkulu isimli denetim kaidesiyle salıverilmişti. Şüphelilerden 20’si emniyetten, biri savcılıktan özgür bırakılmıştı.
Soyer ile Aslanoğlu’nun da ortalarında olduğu 65 kuşkulu hakkında, “kooperatif” işlerinde yolsuzluk savıyla iştirak halinde ve zincirleme biçimde, “kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf yahut dernek hukukî kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık”, “kamu kurum ve kuruluşlarının ziyanına olarak nitelikli dolandırıcılık”, “tacir yahut şirket yöneticisi olan ya da şirket ismine hareket eden şahısların ticari faaliyetleri sırasında kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” ve bu kabahatlere teşebbüs kabahatlerinden hazırlanan üçüncü iddianamede 3’er yıldan 45’er yıla kadar mahpus cezası talep edilmiş, iddianame İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
