BM kürsüsünde sert çıkış: Netanyahu’nun füzeyle parçalanmasını istemiyorum ama…

Boric, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Konseyi’nde yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’deki taarruzlarını, İran’a yönelik bombardımanı ve Ukrayna’nın işgalini kınadı.

Netanyahu’yu “sert” sözlerle maksat alan Boric, “Netanyahu’nun ailesiyle birlikte bir füze tarafından parçalanmasını istemiyorum. Netanyahu’nun ve Filistin halkına karşı soykırımdan sorumlu olanların milletlerarası bir mahkeme önünde hesap vermesini istiyorum.” sözünü kullandı.

‘ARTIK NE SÖYLEYECEĞİMİ BİLMİYORUM’

Boric, Gazze’de yaşananlara işaret ederek, şunları kaydetti:

“Artık Gazze hakkında ne söyleyeceğimi bilmiyorum zira bu kürsüden ve diğer yerlerden pek çok kişi zati her şeyi söyledi. Lakin sözlerimizden, kimden gelirse gelsin, daha güçlü yankılanan şey, günahsız oldukları halde hayatını kaybedenlerin cansız bakışlarıdır. Bugün, 2025 yılında, binlerce günahsız insan sırf Filistinli oldukları için hayatını kaybediyor, tıpkı 80 yıl evvel milyonlarca insanın sadece Yahudi oldukları için hayatını yitirmesi üzere.”

Gazze’de insani bir kriz yaşandığını lisana getiren Boric, “Bu yüzden artık ne sayılardan ne de insanlıktan kelam etmek istiyorum. Gazze, insanlığın krizi olduğu için global bir krizdir. Bu salonda bulunan bizler ve bizi dinleyenler, hepimiz insanız. Bu nedenle enkazda çocuklar yattığında, bizim ülkemizde, Şili’de gerçek bir acı hissediliyor ve bunun dünyanın büyük çoğunluğunda paylaşıldığını biliyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

‘HEPİMİZ İNSANIZ’

Boric, Rusya-Ukrayna savaşına değinerek, “Bazıları, lisanını bilmediğimiz ve çok uzaklarda olan bir ülkede yaşananların Şili ile ne ilgisi olduğunu soruyor. Ülkemizde de bu argümanlarla eleştirenler var. Onlara karşılığımız şudur: Birebir formda, yiyecek ararken kurşunlanan Filistinli anneyle de bugün Rusya’da kaçırılan Ukraynalı çocukla da ilgimiz vardır, zira hepimiz insanız.” diye konuştu.

İsrail’in Katar’a saldırısını kınayan Boric, kelamlarını şöyle bitirdi:

“Bunu güçlü bir biçimde söylemeliyim: Tarafsız bir ülkeyi müzakereye davet edip karşı tarafı öldürmek, o ülkenin egemenliğini ihlal etmek yanlışsız değil, tıpkı Doha, Katar’da yapıldığı üzere. (İran) Bir ülkenin nükleer tesislerini bombalamak da yanlışsız değil, dün olduğu üzere Irak’ı da var olmayan kitle imha silahları mazeretiyle işgal etmek yanlışsız değildi.”