Azerbaycanlı asistandan Türk iş adamına 500 milyonluk vurgun! Böyle ihanet görülmedi

Türkiye ve Azerbaycan medyasında çıkan haberlere nazaran, İstanbul’da memleketler arası yatırımlarıyla tanınan iş insanı Yavuz Yükselir, uzun yıllar güvendiği asistanı Güler Nazarova tarafından akılalmaz bir planla soyuldu. Savlara göre Nazarova, yalnızca hırsızlık ve dolandırıcılık yapmakla kalmadı, aynı vakitte bir kuyumcu, bir taksici, bir fotoğrafçı, site yöneticileri ve tutuklu eski bir belediye lider yardımcısının kızıyla birlikte organize bir çetenin yöneticisi olarak hareket etti.

EVLERİNİN ANAHTARINI ONA EMANET ETTİ

Olayın başlangıcı 2014 yılına dayanıyor. Yoksul bir aileden geldiği gerekçesiyle işe alınan Azerbaycan vatandaşı Güler Nazarova, yıllar içinde Yavuz Yükselir ve eşi Rakel Hanım’ın itimadını kazanarak aileden biri üzere kabul gördü. Yavuz Yükselir,  daha evvel bir fotoğraf stüdyosunda çalışan Güler Nazarova’yı işe aldıktan sonra hasta ağabeyine ve annesine de yardımcını olduğunu, tedavi masraflarını karşıladığını, Güler Nazarova’yı kızı üzere gördüğünü, kendi ailesiyle de tanıştırdığını  belirtti. Yavuz  Yükselir ve İspanyol asıllı eşi Raquel, yurt dışına çıktığında konutlarının anahtarlarını dahi ona emanet etti.

YENİ ALINAN KONUT NAZAROVA’NIN ÜZERİNE YAPILDI

Bir mühlet sonra Yavuz Yükselir, Almanya’da türel problemlerle karşılaşınca Türkiye’ye dönemedi. Eşi Rakel Hanım ise hem ikiz bebeklerini dünyaya getirdi, hem de annesini kaybettiği için uzun müddet Türkiye dışında kaldı. Bu süreçte Yavuz Yükselir, eşi için İstanbul’da bir konut satın alınması talimatını verdi. Lakin mesken, Türkiye’ye gelememeleri nedeniyle formalite gereği Güler Nazarova’nın üzerine alındı.

Aile, parayı eksiksiz ödedi ve banka dekontları da bu durumu kanıtladı. Ancak argümana nazaran Nazarova, şeytani planını bu noktada devreye soktu ve meskenin kendisine ilişkin olduğunu öne sürerek sattı. Dahası, Rakel Hanım İstanbul’a gelip konutta kalmak istediğinde site yöneticileri onun girişine müsaade vermedi. Zira talimatı Güler Nazarova vermişti.

KIZININ OYUNCAKLARINI BİLE ÇALIP SATTI

İddialara nazaran Nazarova sırf meskeni satmakla kalmadı; Yükselir çiftinin en pahalı eşyalarını da gasp etti. Pırlantalar, külçe altınlar, koleksiyonluk saatler, tesbihler ve dünyaca ünlü markaların çantaları organize bir halde elden çıkarıldı. Bir kısmı kuyumcu sevgilisi aracılığıyla satıldı, bir kısmı ise yurt dışına kaçırıldı.

İşadamı Yavuz Yükselir’in yüreğini acıtan en acı olay ise, kızının oyuncaklarının bile çalınıp satılması. Mağdur işadamı, “2 yıl boyunca göremediğim kızım İzabel’in oyuncağıyla birlikte çekilen fotoğrafına saatlerce baktım, içim yandı. Yıllarca ekmeğimi yiyen Güler’in bu kadar hain ve berbat bir mahluk olabileceğini düşünemedim. Oysaki konutumuzda bir insan değil, zehirli bir yılan beslemişiz!” diyor. 

VALİZ OYUNU 

Olayın en çarpıcı kısmı ise valiz planı oldu. Nazarova, güvenlik kameralarını açarak Yükselir ailesine ilişkin değerli saatleri ve altınları torbalara dolduruyormuş üzere yaptı. Daha sonra bunların yerine peçetelere sarılı taşları bir valize koyup kilitledi ve Yavuz Yükselir’in annesi ile teyzesi Melike Hanım’a gönderdi.

Valizin açılmaması için “Yavuz Bey’in talimatı var” denildi. Lakin aile valizi içinde peçeteye sarılı taşlar olduğunu bilmeden konutta değil, garajdaki bir arabanın bagajına koyarak sakladı. Bir müddet sonra meskene gizlice giren birinin tüm odaları aradığı lakin valizi bulamadan konuttan ayrıldığı kamera kayıtlarına takıldı. Bu kişinin yeniden Yavuz Yükselir’in daha evvel yanında çalışan fotoğrafçı Murat olduğu anlaşıldı. Argümanlara nazaran; değerli eşyaları Yavuz beyin annesine göndereceğini söyleyerek görüntü çeken Güler Nazarova, peçeteye sarılı taşlarla dolu çantayı fotoğrafçı Murat’ın çaldığını ileri sürüp, kendisini paka çıkaracaktı. Hata fotoğrafçı Murat’a kalacaktı. Lakin ailenin valizi öteki bir yerde saklamasıyla bu plan bozuldu. Olaylardan habersiz Yavuz Yükselir’in yaşlı annesi ve teyzesi, yaşanan tuhaflıklardan şüphelenerek, Yusuf isimli uzun yıllardır Yavuz beyin yanında çalışan bir bireyle birlikte valizi açtı. İçinden çıkan şey, altınlar yahut pırlantalar değil, sırf taşlarla doldurulmuş paketlerdi. Böylelikle Güler Nazarova’nın “hırsızın üzerine yıkıp sıyrılma” planı suya düştü.

DAVA AÇILDI

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan cürüm duyurusu üzerine dava açıldı. Evrakta Güler Nazarova’nın yanı sıra kuyumcu, taksici, site yöneticileri, fotoğrafçı ve hala rüşvet almaktan tutuklu eski bir belediye lider yardımcısının kızı da kuşkulu olarak geçiyor.

Yavuz Yükselir, yaşadığı şoku şu sözlerle lisana getirdi:

“Yıllarca ailemden biri üzere gördüğüm, konutumuzun anahtarını teslim ettiğim kişi bize bu türlü bir tuzak kurdu. Şeytani bir planla hem malımızı hem inancımızı gasp etti. Lakin yargı önünde bunun hesabını verecekler.”

Ortaya çıkan bu tablo, sadece bir hırsızlık değil, birebir vakitte çok istikametli bir organize kabahat teşebbüsü olarak bedellendiriliyor. Yükselir ailesinin yıllarca güvendiği Azerbaycan asıllı asistanın ihaneti, Türkiye’de ve Azerbaycan’da büyük yankı uyandırmaya devam ediyor.