Ali Erbaş: Gazze’deki insani yardım faaliyetlerimiz artarak devam ediyor
Diyanet İşleri Lideri Prof. Dr. Ali Erbaş, Dünya İslam Alimleri Birliği’nce çevrim içi düzenlenen “Mescid-i Aksa’ya Takviye Konferansı”nda konuştu.
İşgalci İsrail’in bir asra yakın bir müddettir Filistin’de uyguladığı insanlık dışı vahşetin gerisinde kirli ve sapkın bir inancın olduğunu belirten Erbaş, şunları kaydetti:
“Bu inanca nazaran onlar, kendilerini dünyanın efendisi görüyorlar. Yeryüzünü kendi özel mülkleri kabul ediyorlar. İslam coğrafyasında, ilahın kendilerine vadettiğine inandıkları ve ‘arz-ı mev’ud’ kavramıyla söz edilen bir coğrafyayı ele geçirip orada cenneti yaşayacaklarına inanıyorlar. Siyonistler, işte bu batıl inancın peşinde Filistin’i kan gölüne çeviriyorlar. Kendilerine tam takviye veren birtakım güç merkezlerinin önde gelenleri de birebir batıl inanca mensuplar. Bunun için hak, hukuk, ahlak, vicdan, merhamet üzere kavramlar, onlar için bir mana söz etmiyor.”
Erbaş, “Böyle bir ortamda bizlere düşen, ulu dinimiz İslam’ın omuzlarımıza yüklediği vahdet sorumluluğuyla hareket etmektir. Rabbimizin ilahi fermanına kulak vererek, her türlü zulüm ve haksızlık karşısında ortak bir şuur ve hareket kabiliyeti geliştirmektir” diye konuştu.
“İŞGALCİLER FİLİSTİN’DEN BÜSBÜTÜN ÇEKİLİNCEYE KADAR ÇABAYA DEVAM ETMELİYİZ”
Kudüs ve Gazze’nin Müslümanları vahdete çağırdığını ve her alanda birlikte çalışmaya davet ettiğini lisana getiren Erbaş, “Bu sebeple Kudüs şuurunu güçlendirmeli ve İslam dünyasını birleştirecek çalışmalara sürat vermeliyiz. Yüreklerimizi ve dualarımızı birleştirdiğimiz üzere, gücümüzü ve imkanlarımızı da Kudüs, Gazze ve Filistin için birleştirmeliyiz. İşgalciler Filistin’den büsbütün çekilinceye kadar ortak bir tutum ve kararlılıkla gayrete devam etmeliyiz. Çünkü bütün bu zulümlere son vermek ve düşünceleri bertaraf etmek için Müslümanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmesinden öbür bir çıkar yol bulunmamaktadır” sözlerini kullandı.
“YERYÜZÜ, İSLAM’IN HAYAT VEREN UNSUR VE BEDELLERİYLE YİNE BARIŞ VE İYİLİĞE KAVUŞACAKTIR”
Müslümanların birbirine kenetlendiği gün, Müslümanları örseleyen ve yoran bütün sıkıntıların çarçabuk tahlil bulacağını aktaran Erbaş, “Başta Kudüs olmak üzere ümmet coğrafyamızın asırlardır beklediği huzur tabiatıyla gelecektir. Yeryüzü, İslam’ın hayat veren prensip ve kıymetleriyle yine barış ve iyiliğe kavuşacaktır. Bizlere düşen, bu ülkü uğrunda var gücümüzle çalışmaktır. Kudüs büsbütün barış yurdu olana kadar hareket ve gayretlerimizin kâfi olmadığını bilmeliyiz” biçiminde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığının Gazze’deki insani yardım faaliyetleri artarak devam ediyor
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının bu süreçte tüm imkan ve uğraşıyla Filistin için çalışmaya devam ettiğine dikkati çekerek, kelamlarına şöyle devam etti:
“Toplumumuzda ve bilhassa gençlerimizde bir Kudüs şuuru oluşturmak için kapsamlı faaliyetler yapıyoruz. Cuma hutbelerimizde mevzuyu direkt ele alıp Filistin’e takviye davetleri yapıyoruz. 90 bini aşkın camimizde sabah ve yatsı namazlarında Kur’an ve dua programları icra ediyoruz. Farklı lisanlarda yazılı ve görsel yayınlarla dünya kamuoyuna hassaslık daveti yapıyoruz. Aksa Tufanı başladıktan çabucak sonra da İslam dünyasındaki dini başkanlarla çevrimiçi bir toplantı yaptık. 91 ülkeden 200 iştirakçiyle yaptığımız toplantı sonucunda bir sonuç bildirgesi ilan ettik ve çalışmaları takip ve organize etmek üzere bir komite oluşturduk. İstanbul’da farklı inanç mensuplarının temsilcileriyle bir toplantı yaptık ve dünya kamuoyu ile paylaştık. Ülkemizin tüm ilgili sivil toplum kuruluşları ile toplantılar yaptık. İsrail’in barbarlıklarına karşı reaksiyonlarımızı ve Gazze’ye yardımları daha güçlü ve organize hale getirebilmek için bir heyet oluşturduk. Maddi ve manevi boyutuyla tüm insani yardım faaliyetlerimiz büyük bir süratle devam ediyor. Tüm mescitlerimizde yardım toplandı ve Türkiye Diyanet Vakfımızın takımları alanda çalışıyorlar. Ateşkes ilanından beri de Gazze’deki insani yardım faaliyetlerimiz artarak devam ediyor.”
Erbaş, “Yaklaşık bir buçuk yıldır dünyanın en yırtıcı ve ahlaksız taarruzları karşısında büyük bir direniş gösteren Gazze’nin izzetli halkını hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Yaşadığımız dünyayı aziz kitabımız Kur’an’ın üniversal hakikatleriyle mamur etmek için bizlere azim, irade, basiret ve feraset vermesini Büyük Allah’tan niyaz ediyorum” tabirlerinde bulundu.
