İki asırlık satılık kilise 100 milyon TL’den alıcılarını bekliyor

Sivas’ın Hafik ilçesine bağlı Göydün köyünde yaklaşık iki asır evvel inşa edilen Surp Garabet Kilisesi yıllara meydan okuyor.

Döneminin taş personelliği ve el üretimi süslemeleriyle dikkat çeken kilise, vakitle ibadethane olma vasfını kaybederek bir periyot köy sakinleri tarafından çeşitli biçimlerde kullanıldı.

Zamanında çeşitli ölçüde para teklif edilen ve yıkılıp yerine cami yaptırılmak istenen kilise muhafaza altında olduğu için buna müsaade verilmedi. Bakımsız durumda olan kilise, tapu sahibi tarafından 100 milyon TL’ye satışa çıkartıldı.

“TARİHE SAHİP ÇIKAN BİRİNİ ARIYORUZ”

Kilise sahibinin emlak danışmanı Abdulvahap Yıldız, kilisenin Sivas için kültürel bir miras olduğunu söyleyerek, “Bu kilisenin yaklaşık 150-200 yıl evvel yapıldığı varsayım ediliyor. İçinde taş motiflerin ve el işçiliğinin ağır kullanıldığı bir yapı. Bir devir kilise olarak kullanılmış fakat şu anda samanlık ve eşya deposu olarak bedellendiriliyor. Bu kilise ilanda yaklaşık bir yıldır yer alıyor. Şu anda 100 milyon TL üzerinde bir fiyatla satışa konulmuş durumda.” dedi.

Yıldız, “Gerçekten 100 milyon eder mi derseniz, kıymet olarak elbette ki biçilemez lakin mülk sahibi bu türlü bir sayı belirledi. Satmak istediğini bize iletti, biz de kendisine yardımcı olmak için ilanı yayınladık. İçinde haç motifleri, giriş kısımları, mumluklar bulunuyor. Tarihi olarak baktığımızda bizim bile bilmediğimiz, hakkında bilgi sahibi olmadığımız pek çok işlemeye sahip. Birçok kişi burayı arıyor ancak herkese göstermiyoruz. Sahiden tarihimize sahip çıkacak biri olsun istiyoruz. Zira burası Sivas için bir kültürel miras. Bu kilise yalnızca bir mimari yapı değil, birebir vakitte Göydün köyünün tarihine tanıklık eden, kültürel zenginlikler ve turizm açısından potansiyel taşıyan bir yer” halinde devam etti.

“YENİ SAHİBİNİ BEKLİYORUZ”

Yıldız, Ayasofya’nın mescide çevrilmesi gündemdeyken Surp Garabet Kilisesi’nin de cami yapılmasının istendiğini söyleyerek, “Buranın cami yapılması için de teklifler geldi, hatta kaporasını vermek isteyenler oldu lakin biz buna müsaade etmedik. Sonuçta her dinin, her geleneğin kendine ilişkin alanları var ve burası buna uygun değil. Ayrıyeten bu hususta karar verme yetkimiz de yok. O yüzden bu türlü bir dönüşüme müsaade vermedik ve kaporayı geri iade ettik.

Çünkü burası muhafaza altındaki bir yapı. Ayasofya’nın mescide çevrilmesi gündemdeyken burayı da cami yapmak istediler ancak biz mümkün olmadığını, buranın statüsünün değiştirilemeyeceğini söz ettik.

Bu yüzden yapı öylece kaldı. Aslında burayı görmek isteyen çok kişi var fakat herkese göstermiyoruz. Ünlü sanatkarlar ve menajerler aracılığıyla kimi Ermeni vatandaşların da ilgilendiğini biliyoruz lakin görüşmeler şu anda askıda kaldı. Şu an yeni sahibini bekliyoruz” diye konuştu.