İletişim Başkanlığı Dijital Medya Koordinatörü Değirmenci’den “maskeli hesaplar” uyarısı

İletişim Başkanlığı Dijital Medya Koordinatörü Aslan Değirmenci, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada “maskeli hesaplar” hakkında ihtarlarda bulundu.

Bu hesapların çeşitli hedefler için kullanıldığını lisana getiren Değirmenci, “Gizemli bir kimlik oluşturarak merak uyandırmak. Toplumsal mühendislik atakları düzenlemek. Uydurma haber yaymak. Bilgi kirliliği yapmak. Dolandırıcılık. Kurumları yıpratmak. Finansal operasyonlar yapmak. İnsanları çıkarları doğrultusunda kandırmak, aldatmak. Ruhsal harekat yürütmek. Algı operasyonları yapmak. Kirli maksatları için kamuoyunu manipüle etmek. Kirli amaçlarına ulaşmalarına mahzur olan ya da risk olarak gördükleri isimler hakkında karakter suikastı denemek. Gerçeklik algısının bozulması ve toplumsal belirsizlik meydana getirmek için çalışmak. Hakikat gayreti veren bireylere yönelik organize siber zorbalık kampanyaları düzenlemek. Terör propagandası yapmak. Terör örgütleri ile eylem ve söylem birliği içerisine girerek kaygı yaymak. Bireyler üzerinde ruhsal baskı oluşturmak. Toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek” dedi.

Değirmenci, kimliksiz hesaplar tarafından yürütülen kutuplaştırıcı kampanyalara karşı ikazda bulunarak, “Paylaşılan bilgilerin doğruluğunu teyit etmeden inanmayın ve yaymayın. Öfke, kaygı yahut nefret uyandıran içerikler çoklukla manipülasyon maksatlıdır. Takipçi sayısı düşük, yeni açılmış yahut çok provokatif paylaşımlar yapan hesaplara kuşkuyla yaklaşın. Toplumsal medyanın bizi bölmek için değil, birleştirmek için var olduğu mottosuyla hareket edin” tabirlerini kullandı.

Değirmenci, toplumsal medya platformlarında maskeli hesapları kullananlara ait ise şunları kaydetti:

“Sosyal anksiyetesi olan bireyler, gerçek kimlikleriyle varlık gösteremez, kimliklerini gizlerler. Saldırganlık ve siber zorbalık eğilimi olan bireyler kimliklerini saklarlar. Gerçek hayattaki problemlerinden kaçarlar, muvaffakiyet sağlayamazlar, sanal dünyada sanal kimliklerle gezinirler. Korkulu ve hırslıdırlar, kendilerinin ve hizmet ettikleri yapıların çıkarlarını korumak en büyük motivasyonlarıdır. Çıkarları kelam konusu olduğunda hudut tanımazlar. Kimlik buhranı yaşarlar, içsel çatışmalar yaşarlar, kendilerini ve insanları sevmezler. Vefa ve inanç şuurundan uzaktırlar, gerçek hayatta korkaktırlar. Kendilerini güçlü, zeki ve manipülatif hissetmekten keyif alırlar. İnsanları yönlendirme, fikirlerini şekillendirme isteği baskındır. Provokasyondan, insanları kışkırtmaktan yahut bölünmelerden haz duyarlar. Narsistik eğilimleri de vardır. Onaylanma ve beğenilme dileği içerisindelerdir. Onaylanmak ve beğenilmek için düzmece metotlara başvururlar, muvaffakiyet sağlayamazlarsa maddiyatı devreye sokarlar. Kendileri üzere maskeli hesaplarla birliktelik kurarlar. Yetmezse daima düzmece hesaplar üretirler. Ürettikleri geçersiz hesaplardan kendi operasyonlarına takviye verip, bundan memnunluk duyarlar. Kullanıma açık herkes, onların en güzel dostlarıdır. Paranoya ve güvensizlik hayatlarının bir kesimidir. Daima ‘bir şeyleri ifşa etme’ yahut ‘doğruyu anlatma’ teziyle palavraya omuz vererek sanal dünyada varlıklarını sürdürmeye çalışırlar. Empati eksikliği gösterirler, sıkıştıklarında mağduru oynarlar. Haksızken haklıyı, güçsüzken güçlüyü oynarlar; çok sayıda maske takar, bukalemun üzere renk değiştirirler. Mağlubiyetlerini daima diğerlerine yüklerler, kelamda zafer için insani tüm bedelleri ayaklar altına alabilirler.”