SON DAKİKA HABERİ: Ümraniye’de polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit eden Yunus Emre Geçti için ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi.
Suç makinesi Yunus Emre Geçti için 5 farklı hatadan ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıla kadar mahpus cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
POLİS KATİLİ HAKİM KARŞISINDA
Toplamda 5 başka kabahatten ağırlaştırılmış müebbet mahpus ve 50 yıl 10 ay 15 güne kadar mahpus talebiyle hakkında dava açılan tutuklu sanık Yunus Emre Geçti’nin yargılanmasına bugün devam edildi. İstanbul Anadolu 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Yunus Emre Geçti bulunduğu Erzincan Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS sistemiyle bağlanırken şehit Şeyda Yılmaz’ın eşi müşteki polis memuru Semih Yılmaz, polis memuru K.H.S., sanığın annesi Pınar Geçti ve müşteki avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu.
“BENİM KARIMI NEREDEN TANIYORSUN SEN”
Tutuklu sanık Yunus savunmasında olayı hatırlamadığını söyleyerek “Kesinlikle bu türlü bir şeye yeltenecek biri değilim. Şeyda ablayı çok yakından tanırım, çok sevdiğim biridir. Kürşat abiyi de tanırım. Karakolumuzda vazife yaparlar” formunda konuşmaya başladı. O esnada ise Şeyda Yılmaz’ın eşi müşteki polis memuru Semih Yılmaz, sanığa reaksiyon göstererek “Nereden tanıyorsun ya sen Şeyda’yı nereden” diye bağırdı. Mahkeme liderinin tarafları uyarmasıyla sanık savunmasına devam etti.
“BENİ YAKALAMAYA ÇALIŞANLARI HASIMLARIM SANDIM”
Savunmasının devamında sanık Geçti, “Olay günü karakoldan kaçmadım, beni zorla tuttular, sigara içirmediler. Bemim hasımlarımdan ötürü 6 ay evvel 4 tane mermi yedim. Doktor raporlarımda hepsi vardır. Olay günü beni zorla duvara yapıştırdılar, tekme attılar. Silah yere düştü. Ben daha öncesinde hiç silah almadım elime. Polisler beni çok âlâ tanır. Ben orda katiyen olayı hatırlamıyorum. Ben kalçamdan ve kolumdan vuruldum, annem de vurulmuş. Beni köpek otomobiliyle adliyeye getirdiler. Bunları da göz önünde bulundurun. Ben Şeyda ablayı görmedim, bana silahla sıkıldı. Hasımlarım olduğunu düşündüm. Aileme de zulüm yaşatmışlar. Bunların hepsi olurken uyuşturucu unsurun etkisindeydim. Bu türlü bir şey olmasını mutlaka istemezdim. Basın mensupları aileme baskı yapıyorlar. Ailemin can güvenliği yoktur” dedi.
MAHKEME LİDERİNDEN “MERMİ” SORUSU
Tutuklu sanık, “Karakolda beni dövdüler, sözüme zorla öbür telaffuzlar eklettiler. Karakol sözüm geçerli değildir. Ben silahı polisin belinden çekmedim. Silahla ben ateş etmedim, silahı aldığımda kendisi ateş aldı” biçiminde savunmasını sürdürdü. Mahkeme başkanı olayda iki tane tabanca kullanıldığına dair raporun evraka girdiğini belirterek “İstanbul Kriminal Polis Labaratuvaru Müdürlüğü’nün raporunda Şeyda Yılmaz’ı öldüren merminin senin silahından çıktığı yazılmış, ne diyorsun” halinde soru yöneltti.
Tutuklu sanık Geçti ise mahkeme liderinin sorusunu “Ben kasıtlı bir şey yapmadım. Onlar da beni çok güzel tanırdı. Her ziyanım kendimedir. Evet uyuşturucu bağımlısıyım ancak olay günü de aslında başım çok güzeldi” dedi.
SUÇU POLİSLERE ATTI
Müşteki avukatı sanığa “Madem hatalı değildin, özgür bırakılmıştın neden olay günü hala karakolda tutuluyordun” diye sordu. Sanık Geçti ise “Ben de onu bilmiyorum aslında, sanırım polisler bana kendince bir ceza vermek istedi. Oradaki herkes beni yeterli tanır, ofisimize gelip çay içerlerdi” formunda cevapladı.
Şeyda Yılmaz’ın eşi Semih Yılmaz ise duruşmada “Ben şehit eşi kimliğine sahibim. Taziyeye gelenlere ‘Vatan sağolsun’ dedim. Her vakit devletin gereğini yerine getireceğini düşündüm. Burada bugün devlet sizlersiniz. Sizin kararınızla devlet evlatlarının inançta olmasını istiyorum. Benim başka kimliğim de polis memurluğudur. Bilhassa Yunus üzere hatalılara karşı kinim her vakit devam edecektir ancak vazifemin gerektiği biçimde davranacağım” dedi.
”TEHDİT ALIYORUM”
O esnada ise tutuklu sanık Geçti, mahkeme başkanına “Sizin huzurunuzda tehdit alıyorum” dedi. Mahkeme liderinin müdahalediyle sanığın susturulmasından sonra olayda yaralanan müşteki polis memuru K.H.S.’ye kelam verildi. “Sanığı tanıma üzere bir durum kelam konusu değildir. Biz olay günü araçtan indikten sonra kendisine ihtarda ve ikazda bulundum. Kendisi kaçmaya devam etti. Sanığın her söylediği yalandır” formunda konuştu.
DURUŞMA SAVCISI MÜTALAASINI AÇIKLADI
Duruşmada mütalaasını açılayan Cumhuriyet savcısı, sanığın bir polis memuruna karşı “kasten öldürme”, bir polis memuruna ve annesine karşı “kasten öldürmeye teşebbüs”, “6136 sayılı yasaya muhalefet” ve “görevli memura mukavemet” cürümlerinden cezalandırılmasını istedi.
SANIKTAN PES DEDİRTEN “TEXAS” SAVUNMASI
Mütalaaya karşı savunması alınan sanık Geçti ise “İstanbul’u Texas’a çevirmişler. Ben sizden empati yapmanızı istiyorum. Polislerin kıyafeti de lacivert olduğundan polis olduklarını anlamadım. Şeyda Yılmaz’ın ailesinden özür dilerim. Ben bunu yapacak biri değildim” dedi. Sanık avukatı ise “Hırsız hatalıysa mesken sahibinin hiç mi kabahati yok” diyerek olayda polislerin ihmalinin kelam konusu olduğunu belirtti.
MAHKEMEDEN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 26 YIL 9 AYA KADAR MAHPUS CEZASI
Duruşma sonu mahkeme tutuklu sanık Yunus Emre Geçti’nin polis memuru Şeyda Yılmaz’a karşı “Kasten öldürme” hatasından ağırlaştırılmış müebbet mahpusla, polis memuruna karşı “Kasten öldürmeye teşebbüs” 20 yıla kadar mahpusla, annesi Pınar Geçti’ye karşı “Olası kastla Taammüden yaralama” cürmünden 3 yıla kadar mahpusla, “polis memuruna karşı mukavemet” cürmünden 3 yıl 9 aya kadar mahpusla cezalandırılmasına karar verdi. Ayrıyeten mahkeme sanığın “6136 sayılı yasaya muhalefet” kabahatinden beraatine lakin “Gece vakti cebir kullanmak suretiyla yağma” hatasından savcılığa cürüm duyurusunda bulunulmasına hükmetti.