Suriye gerçeklerini tek tek anlattı! “Stratejisi çok zekice”

• HABER7

Suriye’de 14 yıllık muhalif direnişin 24 Aralık’ta İdlib’ten başlayan yıldırım harekatıyla 11 günde muvaffakiyete ulaşarak Esed rejimini devirmesinin yankıları sürüyor.

Bİrçok tezviratın ortaya atıldığı tarihi hadiseyle ilgili etraflıca bir kıymetlendirme yapan Muş Alparslan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Abdulkadir Şen, sahadaki gerçekliğe ait değerli noktalara değindi.

ENİNDE SONUNDA GERİ DÖNECEĞİZ İLETİSİ VERİLDİ

Milyonlarca Suriyelinin ülkesine döneceği için çok memnun olduğunu kaydeden Abdulkadir Şen, “60 yıldır ezilen bir halk için çok memnunum ve en temelde bu ihtilalin İsrail başta olmak üzere bütün diktatörlere ve zalimlere bir bildirisi var: ‘Eninde sonunda geri döneceğiz, eninde sonunda biz kazanacağız.’ Bu açıdan çok mutluyum.” dedi.

SURİYE 60 YILDIR GAZZE’NİN AYNISIYDI

60 yıldır Suriye halkının zalim Esed rejimi idaresinde kan ağladığını anlatan Dr. Şen, insanların da duyarsızlaştığını belirtti. 

Suriye’nin 60 yıldır Gazze üzere olduğunu belirten Şen, şu tabirlerde bulundu:

14 ARTI 11 GÜN… VAKTİ GELEN FİKİR ENGELLENEMEZ

Suriye ihtilalinin gecikmiş bir ihtilal olduğunu kaydeden AbdulkadirŞen, “Eğer bir fikrin vakti gelmişse o fikir engellenemez. Rejim 11 günde yıkılmadı, 14 yıl artı 11 günde yıkıldı. 14 yılda neler yaşandığını bilmeyenler, buna dikkat kesilmeyenler, bütün dünyada BBC’de CNN’de El Cezire canlı yayında kentlerin harap edildiğini, insanların kurşuna dizildiğini, 260 kimyasal saldırıyı görmeyenler, bütün bunlara dikkat kesilmeyenler bunlarla alakalı hiçbir fikri olmayanlar, bir gün uyandıkları vakit, Suriye’de bir grup nereden geldiği belirli olmayan muhaliflerin rejimi devirmekte olduğunu duydular. Onlar bu türlü geç duydular diye 14 yıldır yaşananlar hiç yaşanmadı değil.” diye konuştu.

YILLARCA SONUÇLANMAYAN İHTİLAL NASIL GERÇEKLEŞTİ?

14 yıl evvel örgütlü bir yapının olmadığını vurgulayan Şen, kelamlarına şöyle devam etti:

VARİL BOMBALARINI HİZBULLAH VE İRAN İCAT ETTİ

Katliamlarda meyyit sayılarını artırmak için İran ve Hizbullah’ın ürettikleri varil bombalarını hatırlatan Şen, şu sözleri kullandı:

KÜRTLERİ İHTİLALDEN KOPARDILAR

UÇAK DENKLEMİ OLMASA MÜSLÜMAN SAVAŞÇILARI KİMSE YENEMEZ… SURİYE’DE DE BU TÜRLÜ OLDU

Rusya’nın savaşa müdahil olmasıyla ilgili görüşlerini lisana getiren Dr. Şen, şunları kaydetti:

“Rusya’nın müdahalesi, alandaki tüm oyunu bozdu. Zira şöyle bir gerçek var: Dünyadaki hiçbir millet Müslümanlar kadar yiğit ve davası için bedel ödeme inancına sahip değil. Ne Çin’i, ne Hindistan’ı, ne Amerika’sı… Şayet uçak denkleminden mahrum kalsalar, dünya İslam’ın çağı olurdu. Fakat teknolojik üstünlükleri sayesinde uçaklarla savaşı denetim altında tuttular.

Rusya’nın girişi bütün oyunu bozdu. Zira şöyle bir hakikat var: Bütün dünyada Müslüman gençlere, Müslüman halklara karşı göğüs göğüse savaşacak bir millet yoktur. Ne Çin’i, ne Hint’i, ne Amerika’sı… Şayet uçak denklemi ortadan kalksa dünya İslam’ın çağı olacak. Bu türlü bir teknolojik üstünlük yakalamışlar yalnızca. Fakat ruh yok. Davası için ölme; inancı, tarihi, kültürü için bedel ödeme ruhu öteki milletlerin hiçbirinde İslam milleti kadar yok. Münasebetiyle Müslümanların cüreti, şecaati onlarda yok. Haliyle uçak denklemi alana girince çaresiz kaldı muhalifler. Her ne hikmete ise o vakit İsrail, Amerika da muhaliflere hiç dayanak vermiyordu. Artık kimileri diyor ya ‘İsrail dayanak veriyor’ diye. Ukrayna’yı silaha boğdular hava savunma sistemleriyle, uçaklarla. Ancak muhaliflerin elinde hiç Amerikan silahı yok…”

BİRLİK SAĞLANDI, KURALLAR OLUŞTU

İşte artık bunlar değişti. Muhalifler tecrübesizlerdi deneyim edindiler. Ortalarında birlik yoktu birlik oldular. Fikri birlik yoktu fikri birlik edindiler. Ortak ülkülerde buluştular. Çok örgütler, IŞİD üzere örgütler ortadan kalktı. İran ve Hizbullah ekonomik olarak zayıfladı. işte Lübnan cephesinde Hizbullah askerlerini çekmek zorunda kaldı. İran iktisadı Rusya’ya bağlıydı büyük oranda ve Rusya’nın da iktisadı zayıfladı.

Rusya, Ukrayna savaşında büyük kayıplar yaşadığı için önemli bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldı. Rusya’nın 600 bin asker kaybettiği ve Kuzey Kore’den asker talep eder hale geldiği belirtiliyor. Sonuç olarak, rejim aslında gayrimeşru bir yapıya sahipti. Halk tarafından sevilmeyen ve yalnızca silah gücüyle ayakta duran bir rejimdi. Tüm bu istikrarlar değişince, gecikmiş bir ihtilal mukadder hale geldi. Su aktı ve yatağını buldu.” dedi.

AMERİKA VE İSRAİL DAYANAK VERMİŞ OLSA MUHALİFLER DE PKK VE UKRAYNA ÜZERE DONANIMLI OLURDU

Bazı etraflarda İsrail’in Suriyeli muhaliflere takviye verdiği istikametindeki tezlere değinen Dr. Şen, bu iddiaları şu sözlerle çürüttü: 

Şen, tıpkı durumun Ukrayna için de geçerli olduğunu belirterek, Ukrayna ordusunun doruktan tırnağa nitelikli silahlarla donatıldığını ve bu dayanak sayesinde Rusya’ya karşı uzun müddettir direnebildiğini vurguladı. “Ancak Suriyeli muhalifler için bu cins bir durum asla kelam konusu olmadı. Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) verilen sonlu takviye bile kurallara bağlıydı. Bu silahların Esed rejimine karşı değil, İslami hareketlere karşı kullanılması istendi.” dedi.

MÜSLÜMAN’IN SEVİNDİĞİNE SEVİNEMEYENLERİN ZİHNİYETİNDE SORUN VAR

Dr. Şen, Suriye devrimi üzerinden İslam dünyasındaki kimi olumsuz yaklaşımları şöyle eleştirdi:

ESED REJİMİ İSRAİL’E TAŞ BİLE ATMADI

Şen, İsrail’in Suriyeli muhaliflere takviye verdiği tarafındaki telaffuzların İran yanlısı çevreler tarafından ortaya atıldığını söyledi. “Bu çeşit telaffuzları lisana getirenler, Esed rejiminin İsrail’e tampon vazifesi gördüğünü göz arkası ediyorlar. 1970’lerden beri İsrail’in işgali altında olan Golan Tepeleri’nde Suriye rejimi hiçbir direniş göstermedi. Hatta İsrail’e karşı taş bile atmadı. Artık, İsrail’in muhalifleri vurduğunu görmezden gelerek, ‘Muhalifler İsrail’in adamıdır’ üzere temelsiz savlar ortaya atıyorlar” halinde konuştu.

İRAN TÜRKİYE’DE ÇOK GÜÇLÜ

İran’ın Türkiye’de çok güçlü olduğunu kaydeden Abdulkadir Şen, İran’ın Türkiye’deki birtakım etrafları maaşa bağladığını, bu çevrelerin ise İsrail ve Amerika’ya yönelik komplo teorileri ürettiğini lisana getirdi. Şen, “Türkiye’de İran yanlısı cemaatler, gazeteler ve televizyonlar bulunuyor. Bu kümeler, daima olarak İran’ın telaffuzlarını yaymaya çalışıyor. İsrail ve Amerika’yı neredeyse her olayın merkezine koyarak tahlil yapıyorlar. Bu paranoyak yaklaşım, gerçekleri çarpıtıyor.” dedi.

İSRAİL’E ALAN MI AÇILDI

Esed rejiminin yıkılmasıya muhaliflerin İsrail’e alan açtığı tezlerine karşı çıkan Dr. Abdulkadir Şen, şunları söz etti:

İRAN VE HİZBULLAH NEDEN İSRAİL’LE SAVAŞMIYOR

İsrail’in Şam’ı işgal edebilecek potansiyeli ve gücünün olmadığını vurgulayan Dr. Şen, “İsrail’in bunu yapabilecek ne silahı var, ne de parası. Amerika’dan para dileniyor Gazze ile uğraş etmek için. Gazze’de bataklığa batmış vaziyetteler. Bir de İran şu anda İsrail’le savaşsın, niçin savaşmıyor? Her şeyİ var, yeni devlet de kurmuş değil muhalifler üzere. Muhalifler daha dün devlet oldu. İran savaşsın. Hizbullah niye ateşkes ilan etti? Buyursun savaşsınlar. Hani demişlerdi ‘Gazze kurtulmadan biz ateşkes ilan etmeyeceğiz’ ya?” şeklinde konuştu.

GOLANİ HİKMETLİ BİR LİDER

Dr. Abdulkadir Şen, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ahmed Şera, diğer ismiyle Cevlani hakkında yaptığı değerlendirmelerde, onu “son derece başarılı ve hikmetli” bir başkan olarak tanımladı. Şen, Cevlani’nin liderliğini, bilhassa savaş ve siyaset alanında attığı stratejik adımlarla öne çıkan bir önder olarak gördüğünü belirtti. Şen, “Cevlani’yi işin başından beri takip ediyorum. O, hem Suriyeli halkı hem de savaşçıları temsil eden bir önderdir. Lakin Cevlani tek başına karar veren biri değil, etrafında ilim erbabı ve danışmanlar bulunuyor” dedi.

Cevlani’nin bu yanlış algıları bertaraf etmek ismine siyasetinde dengeyi gözettiğini söyleyen Şen, onun, “Def-i mefasid celb-i menafiden evladır (kötülükleri defetmek, yararları temin etmekten daha önceliklidir)” anlayışını takip ettiğini belirtti.

UZAYLILARA SAVAŞ İLAN ETSİN İSTİYORLAR

“İsrail ile savaşmak üzere bir planımız yok” diyen Cevlani’nin kelamlarını ‘İrancılar’ tarafından manipüle edildiğini söyleyen Abdulkadir Şen, yeni kurulan bir idarenin öncelikle kendisini toparlaması gerektiğini vurguladı. Cevlani’nin IŞİD üzere bir yaklaşımla tüm dünyaya savaş ilan etmesini bekleyenlerin basiretli bir liderliğin ne manaya geldiğini anlamadığını belirten Şen, “Bazı beşerler, Cevlani’nin İsrail’e, Amerika’ya, Avrupa’ya ve hatta uzaylılara savaş ilan etmesini istiyor. Lakin bu, İslam’a ve Suriyeli Müslümanlara ziyan vermekten öbür bir işe yaramaz. IŞİD’in yaptığı üzere denetimsiz çatışmalar, Müslümanların canına ve malına ziyan verdi.” dedi.

SURİYELİ MUHALİFLERİN KALPLERİNDE FİLİSTİN DE VAR ENDÜLÜS DE

Şen, muhaliflerin Filistin için kayıtsız kalmayacağını belirterek şunları söyledi:

BELİRSİZLİK STRATEJİSİ HESAPLI TAKTİK

Devrimden sonra Suriye’de birçok konunun muallakta kaldığı, ihtilal önderlerinin bu girift mevzularla ilgili net hal alan bir tavır sergilemediği gerçekliğine değinen Dr. Şen, bunun bir strateji olduğunu kaydetti.

Dr. Abdulkadir Şen, belirsizlik stratejisinin, muhaliflerin çıkarlarını korumak için izlediği hesaplı bir taktik olduğunu belirterek şu sözleri kullandı:

ÇATIŞMALARI AZALTAN STRATEJİ

Muhaliflerin, rejim askerlerini köşeye sıkıştırmak yerine af ilan ederek direnişi kırdığına dikkat çeken Dr.Şen, “Eğer rejim askerlerini sıkıştırsalardı, çok sayıda mücahidimiz şehit olabilirdi. Bu strateji sayesinde çatışma alanlarında daha az kayıp yaşandı” dedi. Ayrıyeten muhaliflerin, rejimle görüşmelerde bile zekice adımlar attığını belirten Şen, şu örneği verdi:

“Muhalifler, eski ve yeni başbakanları bir ortaya getirerek resmi bir vazife zamanı gerçekleştirdi. Bu süreçte, rejimin hapishanelerinin yerini ve öteki kritik bilgileri elde ettiler. Bu, diplomatik bir muvaffakiyettir.”

TÜRKİYE OLMASAYDI SURİYE İHTİLALİ OLMAZDI

Dr. Abdulkadir Şen, Türkiye’nin Suriye ihtilalindeki rolüne de değinerek, iki farklı yaklaşımı eleştirdi: