Türk mühendisler geliştirdi: Bu ölçekte başka örneği yok
Geçtiğimiz günlerde medyaya yansıyan bir haber aslında hususa aşina olmayanlar için pek de bir mana tabir etmiyordu. Habere nazaran, ASELSAN’ın yerli ve ulusal teknolojisi ANTIDOT 2-U/S Elektronik Takviye Podu, Baykar’ın TB-2 platformunda muvaffakiyetle test edilmişti.
Sürece yakın isimlerin ‘çok kritik’ olarak nitelediği bu gelişme hakikaten de Türkiye’nin hem mevcut operasyonlarına hem de gelecekteki beklenen adımlarına son derece bedelli katkılar sağlayacak.
Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan ile ANDIDOT-2 elektronik takviye podunun özelliklerini, bunun ülkemiz için ne manaya geldiğini ve ihraç edilen Türk SİHA’ların bu yeni gelişmeden nasıl etkileneceğini konuştuk.
“Teşhis ve tespit imkanları giderek gelişiyor”
Konu elbette teknik bir problem lakin Erkan herkesin anlayabileceği formda kısa bir tanımla başlıyor. ASELSAN Antidot’u ‘S/İHA’lar için elektronik dayanak ve elektronik harp podları ailesinin ismi’ olarak tanımlıyor.
Gelişen teknolojiyle birlikte düşman ögeleri teşhis ve tespit imkanları giderek artıyor. Erkan bu gelişmenin art planında bir riske daha işaret ediyor ve bu cins teknolojilere erişimin giderek kolaylaştığının altını çiziyor.
Haliyle radarların yerini bulmanın ve mümkünse sinyallerini karıştırmanın da artık çok kritik bir vazife olduğunu anlatıyor.
“Dünyada bizden öbür bir ülkede bu eser yok”
Erkan, bahsettiği elektronik karıştırma problemini öteki ülkelerin çok gelişmiş uçaklarla yaptığının altını çiziyor. ABD’nin F-18 uçağından özel olarak geliştirilen Growler modeliyle bu misyonu icra ettiği bilgisini paylaşıp, devam ediyor:
“Avrupa’da da durum farklı değil. Onlar da Eurofigther ve Rafale uçaklarını kullanıyor. Bu platformlarda hem uçak içinde hem de harici olarak takılan misyon podları var. Ve elektronik harbi bu ögeler yapıyor.
Türkiye tam da bu noktada ayrılıyor. Ülkemiz mühendislerince geliştirilen yeni sistemi TB-2 SİHA’da kullanacağız. Diğerlerinin uçakla yaptığı işi biz S/İHA ile başaracağız. Ki dünyada bu türlü küçük platformlar için üretilmiş bir elektronik harp vazife podu yok. Türkiye bu açıdan bir unsur imza attı.”
Aselsan Antidot ne işe yarıyor?
Kozan Selçuk Erkan madalyonun teknik tarafını de çeviriyor. İHA’lara karşı her geçen gün alternatif aksi sistemler üzerinde çalışıldığının sır olmadığını belirtiyor.
“Özellikle İran yapımı, Alman elektronikli İHA vuran sistemler PKK’nın elinde ortaya çıkmaya başladı.” diyerek aslında çok kıymetli bir mevzuya dikkat çekiyor. Teröristlerin şimdi çok başarılı olamadığını lakin yeniden de bir tedbir gerektiğini anlatıp, ASELSAN imzalı eserin tam da bu işe yarayacağı vurguluyor.
ASELSAN Antidot ailesi sayesinde Türkiye’nin neler kazandığı için de bir parantez açıyor Erkan ve “Uzun aralıktan tespit akla birinci gelen konu. Ayrıyeten hem radar sinyallerini karıştırma hem de radar ve füze ortası irtibat sistemlerini karıştırma marifetine de eriştik.” diyor.
“İhraç edilen Türk SİHA’ları için de büyük kazanım”
Bu tip düşman radarların tespitiyle yalnızca İHA’ların değil öteki pek çok hava aracının da korunabileceğinden bahsediyor Erkan.
Bahsettiğimiz podun takılı olduğu bir AKINCI İHA bölgedeki radar sistemlerini yerini tespit ederken birebir vakitte elektronik karıştırma yaparak düşmanın köreltilebileceğini de ekliyor. Atılan ya da atılmaya çalışılan bir füzenin irtibatı keserek gayeye gitmesinin engellenmesi de kazanımlardan bir başkası.
Kozan’a nazaran tüm bunların yanı sıra Aselsan, son eseri Gergedan 3-U ile her türlü askeri sesli ve bilgi irtibatı de muvaffakiyetle karıştırabilen bir öbür elektronik harp sistemini Türk insansız hava araçlarına kazandırdı.
Yine de bu cins haberlerde bazen “TB-2 nispeten eski bir platform. Geliştirme faaliyetleri daha ne kadar devam eder?” sorusu da akla geliyor. Kozan Selçuk Erkan, öncelikle TB-2’nin hala dünyanın en çok satılan İHA’sı olduğu gerçeğini hatırlatıyor ve kelamlarını şöyle tamamlıyor:
“Hem kendi alanında dünyanın bir numarası hem de verilen misyonları hala muvaffakiyetle yerine getiriyor. Haliyle değişen ve gelişen harp alanına ahenk sağlamasını beklemek de pek olağan. TB-2 gelişmeye ve farklı vazifeler için çeşitli yükler taşımaya devam edecek.
Küçük yapısına karşın elektronik harp marifeti hem Azerbaycan hem de Ukrayna’da rüştünü ispat etmişti. Yeni teknolojiyle geliştirilen farklı sistemlerin TB-2 üzerinde denenmesi ve başarılı olunması halinde bu platformun ismini daha uzun yıllar duyabiliriz.
Türk mühendislerce geliştirilen elektronik harp podu elbette ülkemizin terörle gayretinde çok büyük bir kazanım. Lakin işin bir de ihracat boyutu var. TB-2 satın alan ülkeler için de bu elektronik harp podu değerli bir tercih sebebi olacak.”
